Bariatrik cerrahi nedir, midenin tutması gereken yemek miktarını kısıtlayan cerrahi prosedürlerdir. Gıdaların emilim bozukluğuna neden olur, mide kısıtlaması yaparak kilo kaybı yaşatır.
Günümüzde kilo vermek için yapılan cerrahi işlemlerin çoğu bariatrik cerrahi kategorisine girmektedir. En yaygın prosedürler; gastrik bypass, ayarlanabilir mide bandı, sleve gastrektomi, duodenal switch ve biliopankreatik diversiyondur. Her Ameliyatın kendince avantajları olduğu gibi dezavantajları da vardır, hepsinin yapılış nedeni ve gerekçeleri farklılık gösterir.
Gastrik Bypass
Bariatrik cerrahi yöntemleri arasında en popülerlerinden olan gastrik bypass prosedürünün iki bileşeni vardır.
Önce midenin üst kısmı iki parçaya bölünerek yaklaşık 30 ml hacimli, neredeyse yumurta büyüklüğünde yeni bir mide kesesi oluşturulur. Daha sonra ince bağırsak bölünür ve alt ucu yukarı kaldırılarak yeni küçük mide kesesine bağlanır.
Bölünmüş bağırsağın üst kısmının ince bağırsağa tekrar bağlanmasıyla işlem tamamlanmış olur. Böylece atlanan alt midenin asitleri ve sindirim enzimleri, ince bağırsakta besinle karşılaşır. Bariatrik cerrahi operasyonu böylece tamamlanmış olur.
Gastrik Bypass İşlemi Nasıl Yapılır
Gastrik Bypass işleminde, çoğu bariatrik cerrahi işlemde olduğu gibi, mide çok daha küçük bir şekilde bırakılır. Burada yapılmak istenen, midenin önce küçük öğünleri sindirmesinin basitleştirilmesidir. Mide artık çok küçük olduğundan alabileceği besin miktarı bellidir ve bu durum, kişinin çok daha az yemek yemesine neden olur. Mide poşeti küçüldüğünden, kalorileri ve artık içinden yiyecek geçmeyen besinleri öğüten bir ince bağırsak oluşturulduğundan dolayı, yenen gıdaların kalori emilimi değişir. Yediğiniz yemeklerden daha az kalori alırsınız.
Belki de en önemlisi, besin akışının yeniden yönlendirilmesidir. Bariatrik cerrahi sonrası, tokluğu arttıran ve tip 2 diyabeti tersine çevirmesine yardımcı olan bağırsak hormonlarını güçlendirir.
Bariatrik Cerrahi Yararları Nelerdir
Uzun vadede aşırı kilo kaybı sağlar, bu oran yüzde 60 ila 80 arasında değişebilir. Tüketilecek yiyecek miktarını sınırlar. Enerji artırımını sağlayan koşullar yaratır. Bağırsak hormonlarını sağlıklı bir şekilde düzenler. Ameliyat sonrası süreçte doğru bakım sağlandığında, toplam olarak yüzde 50 kadar kilo kaybına sebep olur.
Her ameliyatta olduğu gibi gastrik bypassta da bazı riskler bulunmaktadır. Anestezi veya antibiyotiğe alerjisi bulunan ya da toleransı bulunmayan kişilerde komplikasyonlar yaratabilir. Uzun sürede vitamin ve mineral eksikliklerine sebep olabilir. Bariatrik cerrahi sonrası beslenme düzenini doğru oluşturabilmek ve hayat boyu vitamin ve mineral takviyesi gerektirir.
Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide Ameliyatı)
Bariatrik cerrahi türlerinden olan gastrektomi kolu, midenin yüzde 80’inin alınmasıyla gerçekleşir. Kalan mide, muza benzeyen bir boru şeklinde bir kese olarak bırakılır. Kılıf olarak da bilinmektedir.
Yeni mide eskisine nazaran çok daha küçüktür ve tüketilebilecek gıda miktarını büyük ölçüde azaltmaya yardımcı olur. Prosedür, bağırsak hormonlarına üzerinde etki etmesiyle bilinir. Tokluk, açlık ve kan şekerini kontrol eden bağırsak hormonları düzeleceği için, daha az tokluk hissedersiniz.
Sonuçları gastrik bypassa benzer ve 3-5 yıllık bir süre zarfında kilonun yüzde 50 gibi bir oranından kurtulunabilir.
Tüp Mide Ameliyatının Farkı
Ameliyat sırasında yabancı cisim gerektirmez ve gastrik bypasstan farklı olarak, sindirim yiyecek akışını yönlendirmeden gerçekleşir. Yani bağırsağınız üzerinde pek bir oynama yapılmaz, sindirim sisteminiz olması gerektiği düzende işler.
Hastanede kalış süresi yaklaşık 2 gündür. Diğer bariatrik cerrahi uygulamalarına göre nispeten çok daha kısa bir zamandır. Ancak geri döndürülemez bir prosedürdür. Komplikasyon oranı diğer uygulamalara göre daha fazladır ve uzun vadede hayat boyu vitamin ve mineral takviyesi alımını zorunlu kılar.
Ayarlanabilir Mide Bandı
Genellikle sadece bant olarak adlandırılan bu bariatrik cerrahi prosedürü, midenin üst kısmını sarmalayan şişirilebilir bir bant içerir. Bandın üzerinde yeni mide işlevi gören küçük bir mide kesesi oluşturulur ve altında midenin kalanı vardır.
Halk arasında mide kelepçesi olarak da bilinen bu teknik, açlık hissini çok az gıdayla bitirmesiyle bilinmektedir. Doygunluk hissi, mide bandının açıklığına bağlı olarak değişiklik gösterir. Mide batnının açıklık boyutu, mide altına yerleştirilen bir araçla ayarlanabilir.
Diğer prosedürlerde olduğu gibi sindirim sisteminin yapısını değiştirmez, gıda normalde olduğu gibi sindirilir ve normal emilimi sağlanır.
Midenin tutabileceği yemek miktarını azaltır. Yaklaşık yüzde 50 oranında kilo kaybına sebep olur. Yaklaşık 2 günden daha az hastanede kalmayı gerektirir. Bant ayarlanabilir olduğundan sizde ve doktorunuzda daha fazla kontrol bulunur. En düşük ölüm oranına sahip bariatrik cerrahi operasyonudur.
Ancak diğer cerrahi yöntemlere göre kilo kaybı daha yavaş olur. Vücuda yabancı bir cisim sokularak yapıldığından komplikasyonlar gelişebilir. Bant kayması ya da bant erozyonuna neden olabilir. Hastalar bantla ilgili mekanik sorunlar yaşayabilir. Prosedür sonrası adımlara bire bir uymayı gerektirir.
Duodenal Switch Metodu
Bariatrik cerrahi endikasyonları en zor olan yöntemdir. Yani ilerlemesi gereken prosesi, tedavisi ve iyileşme sürecinin en uzun olduğu yöntemdir.
İki bileşeni bulunan bir prosedür olarak bilinir. İlk olarak, midenin bir kısmının çıkarılmasıyla tüpe benzeyen yeni bir mide oluşturulur. Daha sonra ince bağırsağın sindirime yarayan büyük bir kısmı bypass edilir ve bölünür. Bölünen ve bir bölümü kaldırılan ince bağırsak, yeni midenin çıkışına bağlanır.
Böylece hasta yemek yediğinde, yemek tüp şeklindeki yeni midenin içinden geçer ve direkt sindirimin son basamağına boşalır. Yani besin akışı, ince bağırsağın neredeyse dörtte üçü tarafından atlanır.
Bypass edilmiş ince bağırsak, protein ve yağın parçalanabilmesi için gerekli enzimler ürettiği için sindirim sisteminin son kısmına yeniden bağlanır.
Bu prosedürün ardından başlangıçta, diğer bariatrik cerrahi beslenme prosedürlerinde olduğu gibi, yenen yemek miktarı azalır. Ancak zamanla bu etki biter ve hastalar sonunda obez oldukları dönemdeki gibi yiyebilirler. Bu ameliyatla sindirimin çoğu atlandığı için, hastaların sonrasında eski hallerine dönme ihtimalleri vardır.