PRP yöntemi ile cilt gençleştirme yöntemi çok tercih edilen, hem kadın ve hem erkeklerde bir cilt gençleştirme yöntemidir.
Bu cilt gençleştirme yönteminin en büyük tercih edilme sebeplerinden biri ise alerjik reaksiyonlara sebep olmamasıdır. Çünkü PRP tedavisinde bireylerin kendi kanları kullanılır ve birtakım işlemlerden sonra bireye geri enjekte edilir. Ayrıca bu yöntem, uygulanan bireylerin cildinde herhangi bir hassasiyet oluşturmaz.
PRP tedavisi uzman hekimler tarafından lokal anestezi altında gerçekleşir. Bu cilt gençleştirme yöntemi son derece hijyen kuralları çerçevesinde yapılması ve dikkatli uygulanması gereken bir gençleşme yöntemidir. Bireylerin kendi hücresi ile PRP işlemi uygulandığı için herhangi bir alerjik reaksiyonla da karşılaşılmaz.
PRP İşlemi Nasıl Olur?
Yaşın ilerlemesine bağlı olarak vücudumuzda birtakım fizyolojik değişiklikler gerçekleşir. Bu değişim bazı durumlarda psikolojik sorunlara dönüşebilir. Bu nedenle böyle bir durumun olmaması için başvurulması gereken çözüm yollarından birisi de gelişen teknolojidir. Gelişen teknolojinin bize sunduğu nimetler arasında ise PRP tedavisi karşımıza çıkar.
PRP yöntemi ile cilt gençleştirme yöntemi, alerji riski oluşturmayan, kalıcı ve doğal bir tedavi yöntemidir. Bu tedavinin amacı ise hedef dokulara ulaşılarak, kan dolaşımı aracılığıyla pıhtı hücrelerini yeniden hedef dokulara taşımaktır. Taşınan bu doku, yeniden pıhtı hücreleri toplar ve iyileştirici faktörler devreye girer. Bu sayede hedef doku, onarım işlemini normalden daha hızlı bir şekilde yapmaya başlar.
PRP Uygulama Alanları
PRP yöntemi, vücudun hemen her bölgesine rahatlıkla uygulanabilen bir tedavi şeklidir. Bu tedavi yüz, boyun bölgesi, bacak içleri, eller, dekolte bölgesi ve kollara sıklıkla uygulanır. Bu bölgelerde kırışık ve çatlak oluşumu gibi durumları ortadan kaldırır. Aynı zamanda PRP yöntemi ile cilt gençleştirme yöntemi cildin yeniden canlanması sağlar.
PRP tedavisi ayrıca cilt parlaklığının geri kazandırılmasına da yardımcıdır. Cildin esnekliğini korur ve cilde büyük oranda olumlu katkı sağlar. Bu nedenle bireyler tarafından cilt gençleştirme amacıyla sıklıkla tercih edilir. Bununla birlikte PRP tedavisi, doğal ve kalıcı sonuçlar sağlayarak estetik kaygıyı önler. Ayrıca bu tedavinin birçok sorunu çözmesi ise uzman hekimler yardımıyla sağlanır.
PRP ile Cilt Yenileme Hangi Durumlarda Etkilidir?
PRP yöntemi ile cilt gençleştirme günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte vücudun birçok alanına uygulanan bir tedavidir. Bu tedavi genellikle sağlık ve estetik uygulamaları olarak yapılır. PRP tedavisi estetik amaçlı uygulamalarda yüz, boyun, dekolte, kollar, eller ve bacak içleri gibi vücut bölgelerine uygulanır. Yüz bölgesinde ve vücutta lifting sağlayarak gençleşmeye yardımcı olur.
PRP yöntemi ile cilt gençleştirme yöntemi bunların dışında lazer gibi uygulamalardan sonra derinin hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar. Ayrıca derinin uzun süre ultraviyole ışınlarına maruz kalmasının etkisiyle oluşabilen kırışıkların giderilmesi, cilde esneklik ve parlaklığın geri kazandırılmasını sağlayarak canlı ve doğal görünüm oluşturur.
PRP Plazma Tedavisi ile Saç Tedavisi
PRP yöntemi ile cilt gençleştirme yöntemi, dökülmeler gibi saç sorunları yaşayan bireylerin tedavisinde de kullanılır. Bu tedavide cilt gençleştirme yönteminde olduğu gibi aynı işlemler kullanılır. Sadece uygulanan vücut bölgesi farklıdır. Bireylerden platelet açısından zengin bir plazma elde etmek amacıyla kan örneği alınır. Alınan bu kan, özel bir filtre ve santrifüj kullanılarak kan yapılarına ayrıştırılır.
Cilt gençleştirme yöntemi uygulamasındaki gibi adımlar izlenir. Saç köküne serum enjekte edilerek onarma faktörü aktifleştirilir. Aktifleşen durum sonucunda ise saçlarda kalınlaşma sağlanarak dökülmenin tamamen durdurulması sağlanır. Bu sayede yeni saç oluşumu için gerekli olan besin ve alan saç köklerine sağlanmış olur.
Diş Uygulamalarında PRP
PRP uygulaması diş sağlığı alanında da sıklıkla kullanılan bir tedavi şeklidir. Bu uygulama diş eti ameliyatlarında, implant uygulamalarında ve diş çekim soketlerinin iyileştirilmesinde kullanılır. Ayrıca sinüs boşluklarının yukarı alınması ve kemik oluşturma operasyonları gibi girişimlerde de güvenli bir şekilde uygulanmaktadır.
PRP tedavisi, yüksek konsantrasyonda iyileştirici ve bağışıklığı güçlendirici kan hücresi içerdiğinden; özellikle kemik iyileşmesi üzerindeki etkisi büyüktür. PRP yöntemi ile cilt gençleştirme yöntemi uygulamasındaki gibi bireylerin kendi kanından uygulandığı için alerji ve enfeksiyon gibi riskleri de barındırmaz. Ayrıca PRP yöntemi ile yüz gençleştirme operasyonuna yardımcı olarak doğal bir görünümün oluşmasına katkı sağlar.
PRP Tedavisinin Faydaları
PRP yöntemi ile cilt gençleştirme yöntemi, bireyin vücudunda var olan dokuları kullanılır. Bu dokular ise vücutta onarım ve gençleştirme işlemlerinde fonksiyon gösterir. PRP işleminde kullanılan bu dokular, platelet yönünden zengin olan dokulara ayrıştırılarak, yaşlanma sürecinde hasar gören cildin gençleşmesi için kullanılır. Bu yeni doku ise hasarlı olan dokunun onarımını sağlayarak gençleşmeyi gerçekleştirir.
PRP yöntemi ile onarma ve gençleştirme süreci diğer tedavilere göre hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleşir. Bu nedenle PRP ile cilt gençleştirme işlemi sonrası istenen sonuç kısa bir sürede elde edilir. PRP tedavisi deriyi, kendi doğal süreci içerisinde ve yine kendi mekanizmasını kullanarak onarır. Ayrıca kolojen oluşumunu desteklediği gibi derideki yaşamsal fonksiyonların artmasını da sağlar.
PRP’ nin Yan Etkileri
PRP tedavisi cilde enjeksiyon ile uygulandığı için potansiyel yan etkilere sahiptir. Bu etkiler ise bireylerin günlük yaşamındaki hareketliliğini etkilemez ve hızlı bir şekilde kaybolur. PRP işleminde doğrudan vücuttan alınan maddeler kullanıldığı için alerjik reaksiyon riski de daha azdır. Fakat enjeksiyonun kendisinden kaynaklanan çeşitli riskler de bulunmaktadır.
PRP yöntemi ile cilt gençleştirme yöntemi tedavisinde enjeksiyon sonrası enfeksiyon, sinir yaralanmaları, enjeksiyon bölgesinde ağrı ve kanama görülebilir. Ayrıca işlem bölgesinde doku hasarının görülmesi de enjeksiyona bağlı olarak gelişir. Bu etkiler bireylerin bazılarını kısa zamanlı olarak etkiler ve günlük aktivitelerinden hiçbir şekilde engellemez.